Dwarfs Cave / Cüceler Mağarası ( EN-TR)

EN

Hello My Traveler Friends,

You know, when some photos come to your mind, the good old days suddenly come alive. At that moment, you inject the happiness of that day into your heart again. I want to take you to the day when I experienced one of those days. About a month ago, we went to Alanya, one of the most beautiful holiday regions in Turkey. Here, hidden in the heart of the Taurus Mountains, is the Cave of the Dwarves, located on a high hill, out of sight. Now let's visit this brutally beautiful looking cave together.

Cüceler Cave is located in Yeşilbaş village, Alanya district of Antalya province. It is approximately 15 minutes away from Alanya city center. While you can come with your own private vehicle, private vehicles of tour companies departing from the center provide transportation first to Sapadere Canyon and then to Cüceler Cave. The cave is one of the beautiful discovery points, a natural wonder that not many people know or hear about. Entrance to the cave is paid. For adults, it is 60 Turkish Liras. The entrance fee for children between 6 and 12 years old is 30 Turkish Liras.

After paying my fee at the box office, we start our tour by entering the door with Dwarfs Cave written on plastic colored chrome made in the shape of an inverted U. We reach the cave by walking approximately 200 meters along a wooden, iron-fingered, protected lane road, seeing the mountains, plains and houses from above, through lush green trees.

While walking on this beautiful path made of wooden boards, we experience the view of the observation deck. On the right of the walking path, we encounter high steep cliffs and on the left, we encounter magnificent mountain views with dense pine trees in the greenery.

The end of this road made of wooden planks takes us to the door of the cave. The door of the cave consists of iron bars designed in a rectangular shape. Above the door, they put the words "Dwarfs Cave" and pictures of some characters from the Snow White and Seven Dwarfs cartoons, which I watched and loved as a child.

I can say that the inside of the cave is a little dark and a little colder than usual. They installed lighting, made passageways so that you can easily visit the inside of the cave, and wrote a few informative texts on the rocks. I also saw that there were walking trails consisting of wooden piers. Inside the cave, there are stalactites, stalagmites and columns in different shapes, which are natural wonders that I think were formed centuries ago. In addition, there are travertines accumulated in small pools at the points where the water filtering through these stalactite rocks passes.

The rocks hanging down from the ceiling inside the cave and the columns formed by the solidification of calcareous water appear in different colors, turning the place into a rainbow. Thanks to the clear lighting inside, we can see the formations fully. As in Alanya's Damlataş Cave, asthma patients especially prefer these caves, thanks to these stalactites and stalagmites that carry a very chemically rich mineral.

Cücüler Cave has a very interesting story. In the 1900s, a family named Terziler lived in a village called Tırılar. When a dwarf living in this family was beaten by his brother, he ran away from home and took shelter in this cave. A shepherd who learns that the dwarf lives in this cave tells the family the location of the dwarf. The family then takes the dwarf from the cave and takes him home. For this reason, the cave was called Dwarfs Cave. Source

I also likened some of the shapes growing from the bottom up to animal faces and inanimate plants in the cave. It is better to walk carefully in the cave, which has a slippery floor. It is strictly forbidden to touch the stalactites. As we walk inside the cave, puddles of water hit our faces from between the ceilings. Some stalactites resemble the arms of a large octopus fish.

You can visit a certain part of the cave. I think so; In the coming years, we will have the opportunity to go deeper into the cave and visit it. While you are here, you can also visit the museum called the Silk House on your way back to Alanya city center.

I bid you farewell from the cave, where preparatory work has been done and some areas have been restricted. See you in other discoveries, take care of yourself, stay with nature and love. 🤗🌸

TR

Merhabalar Gezginci Dostlarım,

Hani, bazı fotoğraflar gözünüzün önüne geldiğinde, eski güzel bir anda canlanıverir. İşte o an o günün mutluluğunu tekrardan yüreğinize aşılarsınız. O günlerden birini yaşadığım güne sizleri de götürmek istiyorum. Yaklaşık bir ay önce Türkiye'nin en güzel tatil yörelerinden biri olan Alanya'ya gitmiştik. Burada, Torosların bağrına gizlenmiş, gözlerden uzak, yüksek bir tepede konumlanmış Cücüler Mağarası var. Şimdi hep birlikte bu vahşice güzel görünen mağarayı gezelim.

Cüceler Mağarası, Antalya ilinin, Alanya ilçesine bağlı olan, Yeşilbaş köyünde yer almaktadır. Alanya şehir merkezine yaklaşık 15 dakika uzaklıktadır. Kendi özel aracınızla gelebileceğiniz gibi, merkezden kalkan tur şirketlerinin özel araçlarıyla önce Sapadere Kanyonuna sonra da Cüceler Mağarasına ulaşım sağlanmaktadır. Mağara, çok fazla insanın bilmediği ve duymadığı doğa harikası olan güzel keşif noktalarından biridir. Mağaraya girişler ücretlidir. Yetişkinler için, 60 Türk Lirasıdır. 6 ile 12 yaş arası çocuklar için giriş ücreti 30 Türk Lirasıdır.

Gişeden ücretimi ödedikten sonra, ters U şeklinde yapılan plastik renkli kromun üzerine yazılan Cüceler Mağarası yazılı kapıdan girerek gezimize başlıyoruz. Mağaraya, yemyeşil ağaçların içinden dağları, ovaları ve evleri yüksekten görerek, ahşaptan yapılmış, demir parmaklı korumalı şeritli yolu, yaklaşık 200 metre yürüyerek ulaşıyoruz.

Ahşap tahtalardan yapılmış bu güzel yolda yürürken, seyir terası manzarasını yaşıyoruz. Yürüyüş yolunun sağında yüksek sarp kayalıklarla ve solunda da yeşilliğin içinde çam ağaçlarının yoğun olduğu muhteşem dağ manzaralarıyla karşılaşıyoruz.

Bu ahşap tahtalardan yapılmış yolun sonu, bizi mağaranın kapısına ulaştırıyor. Mağaranın kapısı, dikdörtgen biçimde tasarlanmış demir parmaklıklardan oluşuyor. Kapının üstünde yine Cüceler Mağarası yazısıyla, çocukken çok izlediğim ve sevdiğim Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler çizgi filmindeki bazı karakterlerin resimlerini koymuşlar.

Mağaranın içi biraz karanlık ve normalden biraz daha soğuk olduğunu söyleyebilirim. Işıklandırma yapılarak, mağaranın içini rahat gezebilmeniz için geçiş yolları yaparak, bir kaç bilgilendirme yazılarını kayalıklara yazmışlar. Birde ahşap iskelelerden oluşan yürüyüş parkurlarının olduğunu gördüm. Mağaranın içinde, yüzyıllar önce oluştuğunu düşündüğüm doğa harikası, değişik şekillere bürünmüş sarkıtlar, dikitler ve sütunlar var. Ayrıca bu sarkıt kayaların arasından süzülerek giden suyun geçtiği noktalarda, küçük küçük havuzlarda biriken travertenler bulunuyor.

Mağaranın içindeki tavandan aşağıya doğru sarkan kayaların ve kireçli suların katılaşmasıyla oluşmuş kolonların, farklı farklı renklerle görünmesi, burayı bir Gökkuşağına çeviriyor. İçerideki net ışıklandırma sayesinde oluşumları tam olarak görebiliyoruz. Alanya'nın Damlataş Mağarasında olduğu gibi, kimyasal olarak çok zengin bir mineral taşıyan bu sarkıt ve dikitler sayesinde, astım hastaları özellikle bu mağaraları tercih ediyorlar.

Cücüler Mağarasının çok ilginç bir hikayesi var. 1900'lü yıllarda Tırılar adlı bir köyde Terziler adında bir aile yaşarmış. Bu ailede yaşayan bir cüce abisi tarafından dövülünce, evden kaçarak bu mağaraya sığınmış. Cücenin bu mağarada yaşadığını öğrenen bir çoban, aileye cücenin yerini söyler. Aile bunun üzerine cüceyi mağaradan alarak, eve götürür. Bundan dolayı da mağaranın adı Cüceler Mağarası olarak anılırmış. Kaynak

Mağarada, tabandan yukarıya doğru büyüyen, bazı şekilleri hayvan yüzlerine ve cansız bitkilere de benzettim. Kaygan bir zemini bulunan mağarada dikkatli yürümekte fayda var. Sarkıtlara dokunmak kesinlikle yasak. Mağaranın içinde yürürken tavanların arasından su birikintileri yüzümüze çarpıyor. Bazı sarkıtlar, büyük bir ahtapot balığının kollarını andırıyor.

Mağaranın belirli bir kısmını ziyaret edebiliyorsunuz. Öyle sanıyorum ki; önümüzdeki yıllarda, mağaranın daha da içlerine girerek, ziyaret etme fırsatını yakalayacağız. Buraya kadar gelmişken, Alanya şehir merkezine dönüş yolunda İpek Evi adı verilen müzeyi de ziyaret edebilirsiniz.

Hazırlık çalışmalarının yapıldığı ve bazı alanların kısıtlandığı mağaradan sizlere veda ediyorum. Başka keşiflerde görüşmek üzere, kendinize iyi bakın, doğayla ve sevgiyle kalın. 🤗🌸